Luksor’un kadim topraklarında tarihin tozlu sayfaları bir kez daha aralanıyor. Yeni Krallık döneminden kalma üç devlet görevlisine ait mezarlar, dönemin dini yapısını, sosyal düzenini ve bürokratik ilişkilerini ortaya koyuyor.
Kimlikler Yazıtlarla Ortaya Çıktı
Mısır Yüksek Eski Eserler Konseyi Genel Sekreteri Dr. Muhammed İsmail Halid, mezar duvarlarındaki yazıtlar sayesinde üç görevlinin kimliğinin belirlendiğini duyurdu:
Amun-em-Ipet, Ramesside döneminde Amun Tapınağı’na bağlı bir görevliydi. Mezarındaki sahneler tahrip olsa da ziyafet tasvirleri ve hizmetliler dikkat çekiyor.
Baki, 18. Hanedanlık döneminde ambar görevlisi olarak hizmet vermiş bir devlet memuruydu.
Es, çok yönlü bir bürokrat; Amun Tapınağı’nda gözetmen, kuzey vahalarının valisi ve katip olarak görev almıştı.
Mimari Farklılıklar Dikkat Çekti
Kazı ekibi lideri Abdel Ghaffar Wagdy, her mezarın kendine özgü bir mimariye sahip olduğunu belirtti:
Amun-em-Ipet’in mezarı, küçük bir avludan giriş yapılarak ulaşılan kare bir salon ve bir nişten oluşuyor.
Baki’nin mezarı, iki avludan geçerek ulaşılan uzun bir salon ve tamamlanmamış bir mezar odasına sahip.
Es’in mezarı, kuyu girişli bir avlu, çapraz salon ve henüz tamamlanmamış uzun bir salona açılıyor.
Kutsal Görevlerde Bulunmuşlar
Üç mezarın da Amun kültüyle doğrudan bağlantılı görevlilere ait olması, o dönemde dinin devlet yönetimindeki yerini bir kez daha ortaya koyuyor. Özellikle Amun Tapınağı’na hizmet eden memurların detaylı şekilde gömülmesi, inanç sisteminin günlük yaşam ve yönetimle ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyor.
Antik Mezarlık Önemli Bir Keşif Alanı
Dra’Abu El Naga, kraliyet dışı ancak yüksek rütbeli kişilerin defnedildiği önemli nekropollerden biri. Luksor’un kuzeybatısında yer alan bu mezarlık, gelecekte yapılacak kazılar için büyük potansiyel taşıyor. Uzmanlara göre, bölge hâlâ keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda antik mezara ev sahipliği yapıyor.